
Umurcan Gago ile Yatırım Kazançlarında Vergileme
Yatırımlarını finansal varlıklarda değerlendiren dinleyicilerimiz için hazırladığımız bu podcast serimizde Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin finansal yatırım araçlarından elde ettikleri gelir ve kazançların vergilendirilmesini ele alıyoruz.
Umurcan Gago ile Yatırım Kazançlarında Vergileme
2024 - 2:Hisse Senedi Temettü Gelirlerinin Vergilendirilmesi ve Rosetta Taşı
Kar payı (temettü) gelirlerinin vergilendirilmesinde akılda tutulması gerekenler
“Umurcan Gago ile yatırım kazançlarında vergileme-2024”
Kar payı (temettü) gelirlerinin vergilendirilmesinde akılda tutulması gerekenler
EPISODE 2 : Hisse senedi temettü gelirlerinin vergilendirilmesi ve Rosetta Taşı
2024 Şubat ayında yapılan bu kayıtta, genel bilgi vermek amacıyla ve kayıt tarihi itibariyle yürürlükte olan kural, oran ve tutarları dikkate alıyoruz. Bu podcasti dinlediğiniz tarihe dek mevzuatta veya mevzuatın yorumunda değişiklikler olmuş olabilir. Vergisel pozisyonunuzu salt bu podcaste dayanarak değil vergi danışmanınıza başvurarak belirlemenizi önemle tavsiye ederiz. Bu podcast’e dayanılarak tesis edilen işlemlere ilişkin olarak PwC, ortakları veya çalışanlarına herhangi bir sorumluluk atfedilemez.
Merhabalar,
Ben PwC Türkiye ortaklarından Umurcan Gago.
Yatırımlarını finansal varlıklarda değerlendiren ve herhangi bir nedenle uykusuzluk sorunu çeken dinleyicilerimiz için hazırladığımız bu podcast serimizde Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin finansal yatırım araçlarından elde ettikleri gelir ve kazançların vergilendirilmesini ele alıyoruz.
İlk bölümü dinleyenler biliyorlar gerçi ama ilk kez dinleyenler olabilir. Her bölümde Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin finansal bir yatırım aracından elde ettikleri gelir ve kazançların vergilendirilmesini ele alıyoruz. Bu bölümde de hisse senetlerinden elden edilen kâr payı yani temettü gelirlerinin vergilendirilmesini ele alacağız. Ama önce küçük bir hikaye ile başlayalım istiyorum.
İyi bir vergi sistemi kuralların çok açık ve net olduğu, ansızın değiştirilemediği, adeta kayaya kazındığı bir sistem olarak kabul ediliyor. Bunun en bilinen örneği milattan 200 yıl önce kuzey Mısır’ın Rosetta şehrinde bulunan Rosetta Taşı.
Kısa hikayesi şu: Yakın zamanda yönetmenliğini ve yapımcılığını Ridley Scott'ın üstlendiği ve Napolyon’un aşk ve savaşlarını konu olan filmi izlemiş olanlarınız olabilir. Onlar Napolyon’un piramitleri top atışına tuttuğu sahneyi hatırlayacaklardır. Film’de aşk ve savaş dışındaki perspektif pek olmadığından gösterilmiyor ama işte Napolyon o Mısır seferinde pek çok tarihi eseri bulup Fransa’ya kaçırıyor. Rosetta taşı da bunların arasında. Sonradan İngilizlerin eline geçiyor. Londra’daki British Museum’a gitmiş olanlarınız giriş katında görmüş olabilirsiniz. Biri Yunanca, ikisi antik Mısır dillerinde olmak üzere 3 dilde, bazalta kazınmış yazıların olduğu bu taş Mısır arkeolojisine dair en önemli bulgu kabul ediliyor. Neden? Çünkü, Yunanca sayesinde eski Mısır dilleri ilk kez deşifre edilebilmiş oluyor. Hiyeroglif yazısı böyle deşifre ediliyor. Şimdi bizi ilgilendiren yanına gelelim: Kayaya kazınmış olan içeriğe. Ne yazıyor bu taşın üstünde?
İçerik, vergi barışı ve tapınaklara tanınan bir vergi istisnası. Büyük İskenderin ölümü sonrası generalleri ülkeyi paylaşıyorlar. Mısır’ın yönetimini de general Ptolemy ele geçiriyor. İşte onun torunlarından genç kral 5. Ptolemy, temelde vergiler yüzünden ortaya çıkan bir isyanı bastırabilmek ve ekonomiyi canlandırmak için bir vergi affı ilan etmek ve tapınaklara vergi muafiyeti vermek zorunda kalıyor. Neden papirüse yazılmamış da kayaya kazınmış? Kaybolmasın, yok edilmesin diye. Neden 3 dilde? Kimse “Ben onu öyle yorumlamıyorum” diyemesin diye. Rahipler de bu taşı alıp tapınakların önüne dikmişler. Gelen vergi tahsildarlarına “İzinsiz girilmez” demek için adeta. Gelen de “Ben muafiyet veya istisna hükmünü o şekilde anlamıyorum” diyemesin diye 3 dilde yazmışlar. Kral sonra kafasına göre değiştiremesin diye de, papirüs yerine bazalt kullanmışlar. İlginç bulduğum bu hikayeyi sizlerle de paylaşmak istedim affınıza sığınarak. Şimdi gelelim konumuza.
İlk bölümümüzü dinleyenler varsa hatırlayacaklardır belki, vergi terminolojisinde “gelir” ve “kazanç” kelimeleri farklı şeyleri ifade ediyor. Kazanç, satılan bir mal karşılığında elde edilen kar anlamına geliyor. Gelir ise bir varlığın veya bir hizmetin belli bir süre içinde kişiye kazandırdığı getiriyi ifade ediyor.
Bazı yatırım araçlarından, bazen gelir bazen kazanç elde edebiliyoruz. Mesela hisse senetleri. Bildiğiniz gibi bir hisse senedinden temettü, yani kâr payı elde edilebilir. Ki kar payları bizim gelir vergilemesi sistemimizde “Menkul Sermaye İradı” kategorisine giriyor. Ya da sahibi olduğunuz hisse senetlerini elden çıkartır, mesela üçüncü kişilere satar ve buradan bir kazanç elde ederseniz buna, “alım-satım kazancı” veya “kazanç” diyoruz. Bu kazançlar bizim gelir vergilemesi sistemimizde “Diğer Kazanç ve İratlar” kategorisine giriyor.
Neden böyle bir ayırıma gidiyoruz? Çünkü kâr payı gelirleri ile kazançlar ayrı vergileme kurallarına tabi.
Ayrıca mevzuatımız vergileme kuralları açısından ayrımı sadece böyle yapmıyor. Bunun dışında yatırım yaptığınız finansal yatırım aracının mesela Türkiye’de yerleşik bir şirketçe mi ihraç edildiğine yoksa yabancı bir kurumca mı ihraç edildiğine, Borsa İstanbul’da işlem görüp görmediğine ve bunun gibi daha pek çok duruma bağlı olarak vergileme kurallarımız değişiyor demiştik. Bunların ayrıntılarını merak edenler birinci bölümümüzü dinleyebilirler.
Bu bölümde kar payı yani temettü gelirlerinin vergilendirilmesini ele alacağız. Burada temettü aldığımız hisse senetleri
- Türkiye’de BIST’te işlem göre hisse senetleri,
- BIST dışında olup ama yine Türkiye’de bir anonim şirket olan şirketlere ait hisse senetleri ve
- yabancı borsalarda işlem gören hisse senetleri olacak.
Yatırım ortaklıklarına yapılan yatırımlardan elde edilen gelir ve kazançları ise başka bir bölümde ele alacağız.
Peki hazırsak artık başlamayalım:
Eğer yatırım yapmış olduğumuz hisse senetleri Türkiye’de yerleşik bir anonim şirketin hisse senetleri ise (ve bu şirket bir yatırım ortaklığı da değilse):
Size kar dağıtan kurum tarafından size düşen kar payı üzerinden bu kar dağıtımının yapıldığı vakit % 10 oranında bir kesinti, yani stopaj yapılır. Sonra, brüt yani stopaj öncesi kar payı gelirinizin yarısını alır (diğer yarısı istisna çünkü), yıl içinde elde ettiğiniz stopaj ile vergilendirilmiş diğer menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarınız ile – tabii varsa – toplarsınız. Eğer bu toplama sonucunda bulduğunuz tutar 2024 yılı için 230,000 liranın altında ise başkaca yapmanız gereken bir şey yok demektir. Ama bu 230,000 liralık eşiği aşıyorsanız yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeniz lazım.
Ama bu her zaman korkulacak bir şey de olmayabilir, çünkü beyanname vermek demek ayrıca beyanname üzerinde çeşitli indirimlerden de yararlanma anlamına geliyor. Nitekim beyanname verildiği bir durumda mükelleflere sigorta primlerini ve eğitim ve sağlık harcamaları gibi kalemleri beyanname üzerinden düşebilme hakkı sağlanıyor.
Burada neye dikkate edeceğiz?
1. Başkaca stopaj suretiyle vergilendirilmiş menkul sermaye iratlarımızın (örneğin, başkaca bir hisse senedi kar payı, hazinece ihraç edilen Eurobond’lardan elde edilen faizler gibi) veya gayrimenkul sermaye iratlarımızın ( örneğin, iş yeri/dükkan kira geliri gibi) olup olmadığına;
2. Elde ettiğimiz temettünün brütünün yarısını dikkate almaya. Bakınız brüt diyorum ve yarısı diyorum;
3. Toplama yapılan gelirlerin stopaja tabi olması da önemli. Buna da dikkat edeceğiz.
Basit bir örnek yapalım. Mesela, Türkiye’de iki şirkette ortağım ve her birinden bana net 200,000 lira temettü gelmiş olsun. Yani toplamda net 400,000 lira. Beyanname vermem gerekir mi gerekmez mi?
Nasıl yapıyorum hesabımı…. Önce 400,000 lira elime geçen yani net tutar olduğuna göre, bunun brütü neymiş onu bulmam lazım. Nasıl hesaplıyorum. Stopaj sonrasında %90’ı 400,000 lira ediyorsa stopaj öncesi 100%’ü ne eder diye bir basit matematik hesabı yapıyorum. Buradan yuvarlak olarak 445,000 lira buluyorum. Ama bunu hemen gidip beyan etmiyorum. Yarısını alıyorum. Neden, çünkü yarısı istisna. Çarpalım efendim %50 ile. Ne buluyoruz yaklaşık 223,000 lira. Yani 230,000 liranın altında bir rakam. O halde bu kar paylarını beyan etmenize gerek yok.
Diyelim çarptım, böldüm, topladım ve 230,000 liranın üzerinde çıktı. O zaman beyanname vereceğim. O vakit neye dikkat edeceğim?- Ortağı olduğum şirketler bana o temettüyü dağıtırken %10 kesinti yapmıştı ya. İşte beyanname üzerinde hesap edeceğim gelir vergisinden benden peşinen kesilmiş olan o stopajları düşmem lazım. Ona dikkat edeceğim. Nihayet, kar payının yarısını istisna dolayısıyla beyana konu ederken burada elde edilen kar payının tamamı üzerinden kesilen %10’lik kesintinin mahsup edileceğine de dikkat edeceğim. Ki ne eksik ne fazla vergi ödemiş olalım.
Ona da bir örnek yapalım. Mesela az önceki örnekte Türkiye’de iki şirkette ortağım ve her birinden bana net 200,000 lira temettü gelmiş olsun demiştim ya, 200 biner lira değil 300er bin lira net temettü gelmiş olsun. Brütü ne eder, yaklaşık 667bin lira. Çünkü 67bin lira stopaj kesilmiş. Brütün yarısı ne eder, yaklaşık 334bin lira. 230bin’i aştı. O halde 334bin lirayı beyan edeceğim. Tarifeye göre bir gelir vergisi çıkacak karşıma. Hadi şimdi o tarife detayına girmeyelim, ama çok kabaca buradan 83bin lira çıktı diyelim. İşte bu rakamdan o 67bin lirayı düşeceğim, kalan tutarı, yani bu örnekte 16bin lira gelir vergisi olarak ödeyeceğim.
Peki, ayrıca aynı türden veya başkaca hisse senetlerini alıp sattıysam ve bundan da zarar ettiysem, bu zararı düşme şansım var mı? – Hayır maalesef yok. Çünkü kar payları Menkul Sermaye İradı dediğimiz kategorideki gelirler anlamına geliyor. Oysa alım-satımdan elden edilen kazanç veya zararlar, az önce de söylediğim gibi, Diğer Kazanç ve İratlar kategorisinde, yani ayrı bir kategoride yer alıyor.
Yatırım yapmış olduğum hisse senetlerini Borsa İstanbul'dan, bir yatırım kuruluşu kanalıyla almış olmam, elde ettiğim kar payı gelirlerinin vergilemesi açısından önem taşıyor mu? – Hayır. Kar payı gelirleri için ortağı olduğunuz şirketin Borsa Istanbul’da işlem görüp görmemesinin önemi bulunmuyor.
Peki, söz konusu şirket yurtdışında kurulu bir şirket ise, yine aynı kurallar mı geçerli? – Hayır. Bu durumda bazı farklar oluyor. Mesela, kural olarak brüt kazancınızın yarısı istisna olmuyor. Gerçi bazı çok istisnai hallerde belli şartlarla tamamı bile istisna olabilir. Ayrıca şirketin bulunduğu ülkede vergi kesintisi yani stopaj oranları da farklı olabilir. Dolayısıyla, bu sorunun cevabı ülkeden ülkeye değişir. Ayrıca yıllık belirli bir tutarın altında ise, mesela 2024 için bu tutar 13bin lira, zaten beyan vermenize de gerek olmayacak. Velhasıl keyfinizi ve uykunuzu bununla daha fazla kaçırmayayım. Böyle bir yatırımınız varsa vergi danışmanınıza bu durumu hassaten danışınız.
Beyanname vermem gerekiyorsa ne zaman vermem lazım ve ne zaman vergi ödeyeceğim? –Beyan edilmesi gereken gelirlerin, takip eden yılın (yani mesela 2024 için 2025 yılının) Mart ayının sonuna dek yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi lazım. Üzerinde gösterilen verginin de, ilkinin Mart, ikincisinin de Temmuz ayı sonuna kadar olmak üzere, iki eşit taksitle ödenmesi gerekiyor.
Kar payını bu şekilde özetlemiş ve bu podcast serimizin ikinci bölümü tamamlamış olduk. Uykuya dalmadan buraya kadar gelmiş olduğunuz için özür diliyorum.
Bu nispeten basitti. Bir sonraki bölümde belki de daha da çok merak edilen alım-satım kazançlarını ele alacağız.
Bir sonraki bölümde buluşuncaya kadar keyifli, sağlıklı, bol kazanç ve az vergili günler diliyorum.